17 Haziran 2014 Salı

Yarım Yaşında Olduk Biz:)

Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı nasıl geçti anlamadan ve bugün tam 6 aylık oldu benim minik kuzularım. Sağlıkla doğmaları için gün sayarken, Allah'a şükür sağlıklı doğdular da yarım yaşında oldular bile. Ve bu 6 ay hayatımın belki en yorucu, en endişeli, en enteresan ama yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen  en mutlu 6 ayı oldu.
Geçen sene bu zamanlar varlıklarını öğrendiğimiz kuzularımız şu an odalarında mışıl mışıl uyurken, aylardır vakitsizlikten ve yoğunluktan fırsat bulup yazamayan ben bugün birşeyler karalamak istedim. Hamilelikte açtığım bu blogta kuzuların her anını yazmayı hedeflemiştim oysa ama planladığım gibi olmadı malesef. Yine de ara ara yazabilirsem bu bile güzel olur.
Bebeklere ilk 5 ay bebeklere annemle birlikte baktık. Gece gündüz demeden muhteşem bir performans ve sabırla çok destek oldu bana sağolsun. Annemin hakkını asla ödeyemem. Gerek hamileliğimde, gerek doğumumda ve sonrasında her anımda yanımda oldu. 3 bebekle geçen 6 aya rağmen hala huniyi takmadıysam bu annem sayesindedir ki 1 aydır bakıcıyla idare etmeye çalıştığım şu günlerde bunu çok daha iyi anlıyorum. Meğer ne çok şey benim hiç haberim olmadan halloluyormuş. Allah bin kere razı olsun annemden. Annemin yanısıra zor günlerimde yanımda olup bana destek olan herkese, özellikle de kız kardeşime, enişteme, zor beslenen Sina'mı bağrına basıp onu besleyip, şimdi de ağzından biberonun düşmemesine sebep olan teyzeme:) ve diğer herkese çok ama çook teşekkür ederim.
Bugüne kadar olan süreci özetleyecek olursam; ilk günler henüz emme refleksleri gelişmemiş bebeklerimizi beslemeye çalışmakla geçti. Bizler acemi, onlar prematüre olunca ilk günler çok kolay değildi. 3 saatte bir beslenmeleri -ki her bir besleme en az 2 saat sürüyordu-, bakımları, sürekli bibeberon temizlemesi, süt sağması, uykusuzluk, o sıra yaygın olan grip virüsüne karşı bebekleri korumaya çalışma derken 1 ay geçti. Rota virüsü yüzünden 2-3 günlük ishal durumları dışında çok şükür ciddi bir hastalık yaşamadık. Araştırarak aldığımız Dr. Brown markalı biberonlar sayesinde bir çok annenin kabusu olan gaz problemimiz de olmadı. Bebeklerimiz 2'şer kilo doğdukları için beslenmelerine çok özen gösterdik.  Her seans verdiğimiz mama miktarını, çiş-kaka durumlarını günlük bir çizelgede takip ettik. Kilolarını haftalık not aldık. Bebekler için eve her türlü teçhizatı aldık. Biberonlar ( abartmıyorum 20 tane biberon vardır evde), sterilizatör, mama ısıtıcı, buhar makinesi, termos (dışarıda mama yapmak için ılık yada sıcak su temininde çok işe yarıyor), bebek telsizi, çıngıraklar, dönenceler, süt pompası, emzikler (en çok Nubi markanın komik şekilli emziklerini sevdiler, hala da onsuz uyumuyorlar), koli koli mama, bez, ıslak mendil, pişik kremleri, şampuanlar aklıma gelmeyen daha bir çok şey.
Prematüre doğdukları için yoğun bakım uzmanı bazı kontrollerin yapılmasını istemişti. Normal doğum tarihlerinde, retina gelişimlerinin takibi için 2 kere o acı veren ROP ( Prematüre Retinotapisi) muayenesini yaptırdık. İşitme testi olan Bera testini ise randevu aldığımız hastanenin aleti bozuk olduğu için o an yaptıramadık sonra da öylece kaldı ama evde sık sık işitmelerini test ettik:) Kalça ultrasonlarını çektirdik ve çocuk nöroloğuna götürdük kuzuları. Çok şükür olası hiç bir sorunla karşılaşmadık. Aylık doktor kontrolleri de çok iyi geçti. Havaların düzelmeye başlamasıyla Mart ayından itibaren artık ufak ufak dışarı çıkmaya başladık. Önce sitemizin parkına sonra kalabalık olmayan alışveriş merkezlerine ve havalar iyice ısınınca sahile inmeye başladık. 3 bebekle evden çıkmak ise tam bir macera. Önce çanta hazırlığı (biberonlar, mamalar, termos, yedek çamaşır, bez, mendil), 3 bebeği giydirme, kendimiz giyinmeye çalışma, ana kucaklarıyla arabaya taşıma, gidilecek yere varınca bebek arabalarına transfer etme... Zor mu 3 bebekle dışarıya çıkmak, zor ama üşenmiyorsan, enerjinde varsa, 3 bebek bile olsa yerinde durmazsın bizim gibi. Haftanın 4-5 günü dışarı çıkmaya başladık. Gördüğümüz ilginin, meraklı bakışlarınsa haddi hesabı yok. Nisanın ilk pazarında da mevlüdümüzü okuttuk.
5. aydan itibaren bebişler kendi odalarında yatmaya başladılar. Artık anneannemiz de evine döndü malesef, yardımcımız Filiz hanım başladı. Kendisi Avustralya'da doğup-büyümüş, daha önce bebek bakıcılığı ve bebek hemşireliği yapmış 48 yaşında bir bayan. İlk günleri adaptasyonla geçtiği için O da ben de çok yoruluyoruz. Geçen ay başladığımız meyve püresine ilaveten bu aydan itibaren sebze püresi ve  yoğurda başladığımız için yemek seanslarımız daha yorucu bir hale gelmeye başladı. Kuzuların yeni tadlara alışmaya çalışması, 3 bebeği aynı anda beslemek, rutin işler derken gün nasıl geçiyor anlamıyoruz. Annemle idare ettiğimiz düzen bozulunca bu yeni düzene adapte olmaya çalışmak biraz zaman alacak gibi. Filiz hanımın da ilk üçüz deneyimi olduğu için zamanla oturacaktır düzeni kurmamız. Filiz hanımın bebeklerin bakımının yanı sıra onlarla ingilizce konuşup, oyunlar oynamak için vakit yaratmaya çalışması işin en güzel yanı.
Filiz hanım sabah 09:00'da geliyor akşam 19:00'da gidiyor. Gün içinde bebeklere birlikte bakıyoruz. Akşam gidince de babacıkla idare etmeye çalışıyoruz. Baktık bebişler isyanlarda hemen dışarı çıkıyoruz çünkü dışarıya çıktığımız anda uyuyorlar ta ki eve dönünceye kadar:) Bize de hem yürüyüş hem dinlenme oluyor.
Bu arada 12.06.2014 perşembe günü Sina'nın dişinin pırtladığını farkettim. O'na boşuna küçük adam demiyoruz biz. Dişini de sessiz sedasız çıkardı maşallah:)

Özetle 6 ay böyle geldi geçti. Bugün kuzularım yarım yaşına bastı:)) Bakalım bundan sonra bizi neler bekliyor. Bütün zorluklarına rağmen dünyanın en güzel 3 mucizesine sahip olduğumuz için çok mutluyuz. Uykularında bile defalarca gidip öptüğümüz, özlediğimiz 3 harika bebeğimiz olduğu için çok şanslıyız. Allah yavrularıma sağlıklı güzel günler versin inşallah.

Sevgiler,
Üçüz Annesi