22 Aralık 2016 Perşembe

Bir Üçüz Annesi Kendisini Sorgulaması


Tam 3 sene oldu. Kendime adam gibi vakit ayiramayali. Şoyle ozgurce ve hicbir seyi dusunmeden canimin istedigini yapamayali. Yemek derdini dusunmeden aksama kadar disarda özgürce takilamayali. Esimle istedigimiz anda disari cikip dolasmayali. İsime baslayamayali. Evden 10 dakikada cikamayali. Elimi kolumu sallaya sallaya gezemeyeli. Sabahlara kadar bilgisayar başına takılamayalı, sabah 11'lerde kalkmayali. Dogru duzgun ne misafirlige gideli, ne misafir davet edebileli. Ve diğer hobilerime özgürce vakit ayıramayalı...

Bu liste böyle uzayıp gider.

Peki butun bu serzenise ragmen cocuklardan 3-5 saat bile ayri kalmak istememek de ne? Krese gitmeseler de dibimde otursalar demek de ne? Hala doyamamak da ne?

Ben niye o mantıklı annelerden değilim? Neden artık işime gücüme bakmam gerektiği konusunda kararlı olamıyorum? Neden bu kadar duygusalım çocuklar konusunda? Bu yaşları geçecek diye niye bu kadar çok üzülüyorum?

Mevcut şartlar mı izin vermiyor, mükemmeliyetçi miyim, doyumsuz muyum? Yoksa ben gerçekten huniyi taktım mı kafama:))

Keşke hayatımızın her anında bir arada olabilsek annemizle, babamızla, kardeşlerimizle, çocuklarımızla, tüm sevdiklerimizle. Ama artık o kadar sanal ki herşey ve o kadar çok boş işlerle uğraşıyoruzki; insanlar, kurallar, alışkanlıklar, mahalle baskısı, çağ, trend, moda... Bizi yöneten bizim dışımızdaki kavramlar.

O yüzden fırsat bu fırsat ben iyice doyayım şu kuzulara elimden geldiğince:)

Sevgiler

Üçüz Annesi

7 Aralık 2016 Çarşamba

Hikaye Kitaplari ve Egitici Kitaplarimiz

Bizim kuzucuklar kitaplara pek bir merakli. Ozellikle Nil İpek tam kitap kurdu. Aksama kadar okusan dinler. Babamiz, kuzular daha minicikken basladi onlara uyku oncesi masallari okumaya. İlk okumaya basladiginda cocuklar farkinda bile degildi kitaplarin. Daha sonra, babalari okudukca onlar da resimleri incelemeye basladilar. Simdi ise artik baya anliyorlar hatta kitaplarini kendileri seciyorlar. Kitaplarimizi daha cok Yapikredi yayinlari ve İs kultur yayinlarindan almayi tercih ediyoruz. Son zamanlarda yine yuklu bir stok yaptik. Bizi bir sure goturur sanirim. 
Egitici kartlarimizin cogunu da Yu-Ka'dan aldik. Ses kartlari, iliskili nesne kartlari en cok kullandiklarimiz oldu. 
Bunlar disinda gittigimiz buyuk kirtasiyelerden yada bebek magazalarindand da, hosumuza giden kart ve kitaplar aldik. 
Kuzucuklarim insallah hayatlari boyunca kitaplari cok sever ve bol bol okurlar. 


Favori kitaplarimizdan "Burun"


Nil İpek'in favori kitap serisi "ugurbocegi sevecen ve salyangoz tomurcuk"


Yu-Ka egitici kartlari



YKY Yapikredi Yayinlari Kitaplarimiz


İs kultur Yayinlari kitaplarimiz

23 Nisan 2016 Cumartesi

2 Yaş Sendromu-Terrible Two

2 yaş sendromu, cocuklarin 1,5-4 yaslari arasinda yasanan "ben artik oldum dönemi" olup halk arasinda erken ergenlik, yabancilar arasinda terrible two, anneler arasinda  erken delirme donemi diye de gecer😃 Hele benim gibi üçüz bebegi olan anneler icin bu donem huniyi tam takma zamanidir. Nedir derseniz bu 2 yas sendromu özetle su sekilde. Simdi cocuk 1,5 yaş civarinda biraz buyumus oluyor, hafiften konusmaya basliyor ama kendini tam da ifade edemedigi icin biraz sinir yapiyor, tercihlerini kendi yapmak istiyor, kurallara uymayi reddediyor, anne ne derse tersini yapmak istiyor, herseye hayir diyor, bagiriyor, agliyor, vuruyor, tekmeliyor... Heh simdi bu saydiklarimi 3'le carpin, bizim evdeki tabloyu gozunuzde canlandirin. Cocuklar üçüz ama hepsinin karakteri ayri. Her birinin bu dönemdeki uyuzluk durumlari birbirinden farkli. Yani bu erken ergenligin olabilecek tüm belirtileri bizim evde mevcut.Mesela Sina evdeki tüm oyuncaklarin, bisikletlerin, yiyeceklerin kendine ait oldugunu saniyor, dokunani elindeki silahiyla (genelde araba) vuruyor.Nil İpek, surekli mizmiz, vizviz herseye haayirr, bir tane spor ayakkabisi disinda ayakkabi giyinmez, krese pijamayla gitmek ister. Tuna desen sirf onu sevelim, kardeslerini sevmeyelim. Arkamizi donmeye gelmiyor mutlaka bir ciglik, bir darbe. Isırıklar, sac cekmeler. Onlari ayirirken hedef degistirip bana saldirmalar. Yani felaketleri oynuyoruz bu aralar. 
Ben de napayim ergenliklerine veriyorum😃 Arada sucluya yatak cezasi veriyorum.  Gerci Sina'da artik o da anlamini kaybetti, bir ara saat basi yatagina atiyordum😃  
Yeni üçüz anneleri bana soruyor, ne zaman biraz daha rahatlayacagiz diye. Yok anacim oyle bir sey. 2 yas olaylari bitince de baska olaylar baslar kesin, bekleyelim gorelim. Neyse Allah boyle guzel yorgunluklar versin, Onlar'in cani sag olsun da. 

3 minik ergen annesi😃😃

2 Yaş Çocuklar icin Evde Yapilabilecek Egitici Aktiviteler-Montessori Yontemi-2

32 hafta 5 gunluk dogan premature bebeklerimin norolojik olarak yasitlarinin gerisinde olacagini ve bu farkin 3 yas civari kapananilecegini bildigim icin, elimden geldigince Onlar'in gelisimine destek olacak aktiviteleri 6. aydan itibaren yapmaya calistim. Herseyiyle tam olarak uygulayamasak da yontem olarak Montessoriyi ornek aldik. Montessori yontemi ile ilgili bir cok kitap temin ettik ve internetten ornek aktivitelere baktik. Oyuncaklarini, ayakkabilarini, esyalarini ulasabilecekleri mesafelerde bulundurduk. 1 yaslarindan itibaren her birinin kahvaltisini kendi tabaklarinda onlerine koyduk, catal-kasik kullanmalarina firsat verdik. Bol bol kasikla barbunya, mercimek kasiklama, yogurt yeme calismalari yaptik. Montessori yontemine gore cocuga uygun ortam saglanirsa ve firsat verilirse cocuk her seyi kendisi deneyimleyerek ogrenir. Bu yontemde ödul yada alkis yoktur. Her cocuk tek ve ozeldir. Dedigim gibi herseyiyle tam olarak uygulayamasak da gelisimlerini desteklemek icin cok faydalandik. 
Kuzucuklarim su anda 28 aylik. Evdeki malzemelerle montessori aktivitelerine devam ediyoruz. Hem egleniyoruz, hem ogreniyoruz. 
Aktiviteleri diger arkadaslarimin da faydalanmasi icin ingstagram hesabim @3uzannesiyimben 'den paylasiyorum.

Herkese iyi eglenceler



15 Mart 2016 Salı

Kreşe Başlama Maceramız

Kuzular Kreş Yollarında:))

Bu blogu açarken, çocukların her anını gün be gün yazarım ne güzel hatıra olur diye başlamıştım, hamilelikte bunun için bol bol da vaktim olmuştu. Amaa çocuklar doğduktan sonra... hayaller hayatlar misali:) O kadar çok konu varki vakitsizlikten yazamadığım. Fırsat buldukça ve aklımda kaldığınca yazarım artık napalım.

Bu yazıda kreşe başlama maceramızdan bahsedeceğim. 14. bakıcımızla da yolları ayırdıktan sonra artık bakıcı defterini tamamen kapatmaya karar vermiştik.  Malum bakıcı konusunda pek şanslı olamadık. Bizde mi problem var diyeceğim ama tanıdığım tüm üçüz aileleri aynı durumu yaşamış bu bakıcı konusunda. Zaten kalsalar ne olacak faydadan çok zararları oldu bize. Ayrıca 1 sene evde sürekli yabancı biri ile yaşamak hiç güzel ve kolay birşey değildi.
Neyse bakıcı gönderdik aylardan haziran bizim tatilimiz gelmiş. Hadi geçen sene çocuklar küçüktü, veriyorduk sütü uyuyorlardı bütün gün ama bu sene tek bakışımıza tatil imkansız! 18 aylıklar, yürüyorlar nasıl idare edeceğiz havuzda denizde, yardımcısız imkansız! Derken baktık yapacak birşey yok, tatilsiz de olmaz yine risk alalım dedik. İnternetten bebek dostu otelleri araştırmaya başladık, kemerde bir otel bulduk. 5 gün tatil yaptık, otelden çok memnun kaldık. Bu sene de kimseye ihtiyaç duymadan tatilimizi yapmayı başarabilmiştik. (Tatil konusunu kısmetse ayrı bir başlıkta yazarım yani inşallah yani fırsat bulursam:) )
Döndük İstanbul'a. Tamam bakıcısız da idare edilebiliyor ama günlerin yoğunluğundan ve telaşından çocuklara pek bir faydamız da olmuyor. Oyun grubu mu baksak dedik. Oyun grupları genelde haftada bir gün oluyor ve anne-bebek katılımıyla oluyor. Maksat anne-bebeğin güzel bir zaman geçirmesi ve sosyalleşmesi. Gerçi bizim sosyalleşmeye ihtiyacımız yok, evde nereye baksan çocuk çıkıyor:) Oyun grubunda İstanbul'da en populer isimler Gymboore ve Mygym. İkisiyle de görüştüm. Haftada 1 gün ve her bebek için bir ebeveyn gerekiyor dediler. Anne ve baba dışında ebeveyn yok ki bizde:) Şaka bir yana yardımcımız yok sanırım katılamayacağız dedim. Bu ikisi dışında semtimize yakın kreşleri araştırmaya başladım. Bebişler o zaman 22 aylıktı. Çoğu kreşte 22 aylık bebek için oyun grubu yoktu. Sonra Küçük Dahiler Anaokulunu buldum. Bizim siteden giden çocuklar da varmış. Gittik görüştük.  Kreşi gezdik. Çok sıcak, samimi, temiz, güvenli ve öğretmenleri güleryüzlüydü. Çok güzel de bir parkı vardı. Okul müdürü ve sahibiyle baya muhabbet ettik. Haftada 1 gün 1 saatin çocukların sosyalleşmesi için (bizim için) çok anlamlı olmayacağını, günde 3 saat hafta 3 yada 5 gün ideal olacağını söylediler. Ben önce çok istemedim çünkü çocuklar daha çok küçüktü, kreş için henüz erkendi. ama öte yandan artık yardımcımız olmayacağı için aynı zaman diliminde evde benim  onlara çok faydam olmayacaktı. Deneyelim dedik. İlk günler 1 saat kadar kaldılar. Yavaş yavaş süreyi arttırdık. Hava sıcak olduğu için çoğu zamanı kreşin parkında geçiriyorlardı, aktiviteleri orada yapıyorlardı. Çocuklar öğretmenlerini de sevdi. Biz de az da olsa kendimize vakit ayırmaya başlamış olduk.
Kuzular kreşe başlayalı 6 ay oldu. Öğlen uykularını da orada uyuyorlar.  Onlar için de iyi oldu bizim için de. Bu sayede haftada birer gün bir tanesini alıp dışarda özel vakit geçirebiliyorum. Özellikle benim gibi çoğul çocuk sahibi olup yanında yardımcısı olmayan ve çocuklarına yetemediğini düşünen annelere tavsiye ediyorum.Başta tedirgin olsam da şimdi iyi ki göndermişim diyorum. Tabi şu da unutulmamlı ki özellikle ilk sene, çocuklar yeni mikroplarla karşılaştıkları için normalden daha fazla hastalanıyorlar. Biz bu kış epey uğraştık hastalıklarla.

Son olarak kreş araştırırken benim dikkat ettiğim sizin de işinize yarayabileceğini düşündüğüm kısımları sıralayayım;  Öncelikle ilk izlenim ve karşılama çok önemli. Öğretmenleri nasıl güleryüzlü mü, çocuklara karşı sevecen mi? Çocuk gelişimi yada okulların anaokulu öğretmenliği mezunu mu? Sınıflar, mutfak, uyku odası, tuvalet temiz ve hijyenik mi? Parkı yada bahçesi var mı? Kreş içinde ve parkta gerekli güvenlik önlemleri alınmış mı? Sınıflar kalabalık mı? Her öğretmene kaç öğrenci düşüyor? Aktivite ve yemek listesini aylık size gönderebiliyorlar mı? Atıştırma saatinde abur cubur mu sağlıklı gıdalar mı veriliyor? Kişinin titizliğine göre liste uzar gider. Benim dikkat ettiğim en temel noktalar bunlardı.


Sevgiler
Üçüz Annesi